Bir logo, renklerden, yazı tiplerinden, görüntülerden, simgelerden vb. tasarımlardan oluşabilir. Logo kuruluşunuza ait ürün, hizmet, kültür ve felsefe, değer, misyon beyanı ve kurumsal hedefleriniz gibi konular hakkında belirli mesajları iletmek üzere tasarlanır. Marka kimliğinin basit bir grafik ile temsilidir. Başka bir deyişle, logonuz markayı kullanıcılarınız için tanımlayan bir kimlik olarak tasarlanan sembollerdir. Amacına uygun ve etkileyici bir tasarıma sahip logolar, markanızın kullanıcı ile daha etkili iletişim kurmasını sağlar.
Markanın kullanıcılarına karşı oluşturduğu ilk görsel imajdır ve markalaşma süreci için çok önemlidir. Logoda kullanılan renkler, şekiller, yazı tipi gibi görsel unsurlar; marka kimliğini daha doğru aktarabilmek için markanın kişiliği ile uyum içerisinde olmalıdır. Kullanıcılar markayı logo ile hatırlar ancak tasarım trendlerinde, teknolojide ve tüketici davranışında meydana gelen değişiklikler ile logonuzun hatırlattıkları artık uyumlu değilse logonuz, markanızın imajını ve inanılırlığı iletme yeteneğini riske atabilir.
Birçok kullanıcı ve marka arasındaki iletişim logo sayesinde kuruluyor. Kullanıcılar logoları her gördüğünde marka hakkındaki düşünceleri yenileniyor. Bu etkileşimde anında doğacak negatif bir görüş, markanın pazar değerini doğrudan etkilemekte.
Yapılan araştırmalar sonucu kullanıcıların logolar hakkında düşündükleri şu şekilde:
• Kullanıcıların %42'si bir logonun bir şirketin kişiliğini etkili bir şekilde aktardığını söylüyor. (Study Finds, 2020).
• Kullanıcıların %50'sinin tanıdıkları bir logoya sahip bir markayı himaye etme olasılığı daha yüksektir. (Study Finds, 2020).
• Kullanıcıların %60'ı, iyi incelemeler alıp almadıklarına bakılmaksızın, tuhaf, çekici olmayan veya çekici olmayan logolara sahip markalardan kaçınıyor (Study Finds, 2020).
• Kullanıcıların %86'sı, bir markayı desteklemeyi seçerken özgünlüğü önemli bir faktör olarak belirtiyor (Stackla, 2019).
• Kullanıcıların %53'ü bir markaya bağlı hissettiklerini söylüyor. (Sprout Social, 2018)
• Kullanıcıların %21'i yeni bir ürünü tanıdıkları bir markadan satın aldıklarını söylüyor (Invesp, 2015).
Bu gibi birçok verinin genel sonucu olarak diyebiliriz ki; markalar kullanıcı deneyimlerinden yola çıkarak gelişen trendlere ve kullanılabilirliğin artırılmasına yönelik kaygılarla değişiklikler logolarında gerçekleşiyor. Kullanıcı deneyimlerinin aktardığı birkaç genel sonuç bu değişikliklerin ana çerçevesini oluşturuyor.
Özellikle global markaların logolarını belli aralıklarla yenilediklerini mutlaka fark etmişsinizdir. Peki logo yenileme sebepleri neler olabilir? Bu sebepler genellikle iki farklı kökenden ötürü değişiyor. Birinci kökeni; markaları kendi pazarlama stratejileri ya da şirket içi bir değişiklikten hareketle, ikincisi ise kullanıcıların markalara karşı olan refleksleri, markaları logo değişiklik sürecine götürüyor. İşte tam bu noktada markalar soluğu UX’e başvurmakta alıyor.
Kullanıcılara göre birçok markanın logosu, zaman ilerledikçe markanın önceki değerleri ve kimliğini doğru yansıtmayabiliyor. Bu düşünce genellikle ilk logolar için geçerli bir durum. Oluşturulan ilk logo tasarımı markanın gelişim sürecinden geride kalmış olması veya markanın çizdiği güncel imajı yansıtmaması ile ilgili. İşte bu tür durumlarda markalar tamamen yeniden tasarlanmış ya da bazı değişiklikler yaparak oluşturdukları yeni logoları ile tekrar çıkış yapmak isteyebilir ve tüketicilerin gözünde markanızla özdeşleşecek trendlere ve kullanıcı odaklı bir logo geliştirebilirler.
Bir diğer durum; logoların değişikliği trendlerin gelişmesi ve logoları teknik anlamda yeniliğe götüren bir süreç. Günümüzde her şey çok sık değişiyor. Bireysel olduğu kadar artık her kurum ve kuruluş için de zorunlu hale gelen değişiklikler logolara da yansıdı. Markanızın logosu çağın gerekliliklerini karşılamıyor ya da kullanıcılarının yeni taleplerini yerine getirmiyorsa değiştirmeniz gerekebilir. Basit bir örnek verecek olursak son zamanların trendi minimal tasarımlar. Eğer logonuz fazla karmaşık ve kafa karıştırıcı ise onu minimal bir tasarımla daha kullanışlı ve daha tercih edilebilir bir hale getirebilirsiniz.
Apple, Nike, McDonald's, Starbucks gibi global markalar bugüne kadar defalarca logolarında değişikliğe gittiler. Bu değişiklerin en önemli sebeplerinden birisi kullanıcıların, benimsedikleri markanın yaşadığını hissetmek istemeleridir.
Logolarda yaşanan değişikliklerden en teknik ve en güncel olan tartışma, logoların 3 boyutlu (3D) ya da 2 boyutlu (2D) tasarımlı kullanımı ile ilgili. Bir süredir birçok markanın logolarını 3D’den 2D’ye taşındığını görüyoruz. Baskı araçlarında sağladığı kolaylık, tasarımının daha az vakit ve çaba istemesi, gelişen dijital platformlarda 2D logoların okunurluğunun yüksek olması sebebiyle tercih edilebilirliği artmakta. Örneğin Instagram 2010'da kurulduğunda seçtiği üç boyutlu logosonu 2016’da ilk kez değiştirdi. Üç boyutlu olan bu ilk logo birden fazla renkli, katman derinlikleri olan ve analog model bir fotoğraf makinesini andırıyordu. Burada kameranın sol üst köşesindeki pembe, mor, sarı ve turuncu renkleri gradient bir arka plan ile yeni logonun tamamına yayıldı. Yalın çizgilerlerle oluşturulan kamera görüntü tek tip modeli andırmaktan çıkarıldı. Tasarımcılara göre değişimin sebebi "ince çizgilerle, kullanıcıların tarzına da uyan, daha estetik bir görünüm" yakalamaktı.
2D logoya olan tercihlerin artmasının yanı sıra bir de artırılmış gerçekliğin yükselmesi 3D logo tasarımı trendine yeni bir soluk getirdi. Renk ve derinlik gradyanları kullanılarak oluşturulan Meta’nın logosu buna bir örnek. Meta, 3 boyutlu sosyal alanların gelişmesiyle Facebook’un son bulabileceğini düşünüyor. Meta logosuyla şunu anlatmaya çalışıyor: Logosunda renkler düz olduğunda, 2 boyutlu bir sonsuzluk sembolüne benziyor. Renk ve derinlik gradyanları ekleyerek, hiperbolik bir paraboloidin yandan görünümü haline geliyor. Bir yandan Facebook ve Instagram arasındaki vizyon farkı logolarından da görülebiliyor.
Logoda boyut tartışmaları “3D logoların 2D karşısında nasıl var olacağı” yönünde devam ediyor. Bir yandan da 3D logoların geliştirilmesi yönünde araçlar hazırlanıyor. Şu anda beta aşamasında olan yeni bir 3D tasarım aracı Spline gibi yeni araçlar sayesinde 3D grafikler oluşturmak giderek daha az zaman alıyor.
Sonuç olarak, logolar markanın çağrışımını sağlamak, markanın fonksiyonel faydalarını sunmak ve estetik görsellik gibi amaçları ile marka bağlılığı (brand commitment) oluşturulabilir. Yapılan araştırmalar logonun kullanıcıların markaya bağlılığı konusunda çok olumlu etkisinin bulunduğunu ve bu olumlu etkinin işletme performansını artırdığını göstermektedir. Öyleki, güçlü marka bağlılığı olan kişilerde logo değişimlerinin marka davranışı üzerinde olumsuz etkisi bırakabileceği gibi markaya bağlılığı zayıf olan kişilerde ise logo değişiminin olumlu etkisi olabildiği de gözlenmiş. Kullanıcıların genellikle logolarda büyük değişiklik istemediklerini fakat küçük değişiklikleri kabul edebildiklerini ortaya koymuşlardır.
Ayrıca, logo tasarım süreçlerine meraklıysanız, logo tasarımı sürecinde sıklıkla kullanılan illustartor programını ve daha fazlasını öğrenmek için Adobe XD ve İllustrator Eğitimimizi de inceleyebilirsiniz.
