Userspots olarak biz de %100 uzaktan çalışmaya başladık. Bu sisteme geçtiğimizden itibaren neredeyse 3 ay oldu ve 58 kişilik ekibimizle bu sürecin avantajlarını ve dezavantajlarını değerlendirdik.
USERSPOTS BÜLTEN
Her ay tasarım ve teknoloji üzerine yeni stiller, dijital ürünler, projeleriniz için kaynaklar, tasarım ilhamları ve daha fazlasına sahip bülten.
Aramıza hoş geldin! Yeni bültenlerimiz de görüşmek üzere...
Oops! Something went wrong while submitting the form.
Salgından önce zaten popüler olan fakat çoğu firmanın denemeye cesaret edemediği uzaktan çalışma Covid’den sonra daha da popüler hale geldi ve bu trend herhangi bir yavaşlama olmadan büyümeye devam ediyor.
Userspots olarak biz de %100 uzaktan çalışmaya 14 Mart itibari ile zaten geçmiştik. Bu sisteme geçtiğimizden itibaren neredeyse 3 ay oldu ve 58 kişilik ekibimizle bu sürecin avantajlarını ve dezavantajlarını değerlendirdik.
Öncelikle ekibimizle %100 uzaktan çalışma modelimiz hakkında anketler yaptık;
1. Hangisini tercih edersin? (Uzaktan Çalışma, Hybrid, Ofise Dönüş)
2. Uzaktan çalışmanın artılarını sorduk:
Uzaktan Çalışmanın Artıları
1. İşe Gidip Gelmek İçin Zaman ve Enerji Harcamamak
Yaptığımız ankette ve arkadaşlarımızla konuşmalarımızdan anladık ki İstanbul’da metro + metrobüs, minibüs veya vapur her ne olursa olsun yolda olmak zor ve yorucu bir durum. Özellikle de benim gibi her gün Avrupa’dan Anadolu yakasına gidip geliyorsanız :) Trafik sıkışıklığı, kalabalık, gergin insanlar ofise gelene kadar enerjimizi sömürüyor ve bizi kötü etkiliyor bu net.
Bu dertlerden kurtulmuş olmamız tüm ekibin en çok hoşuna giden durum oluyor 🤘
2.Çalışma Saatinin Esnekliği
Esneklik kulağa harika bir durum gibi gelebilir ama sorumluluk alınmaz ve dikkat edilmezse üretkenliğe ve odaklanmanıza olumsuz etkisi olacağı kesin. Ama burada size düşen şey, ekibinizle koordineli bir şekilde kendi programınızı kişisel yükümlülüklerinize ve ihtiyaçlarınıza göre düzenleyebilmeniz. Belki sabah insanı olabilirsiniz belki de gece kuşu, siz ne zaman isterseniz görevinizi o zaman tamamlayabilirsiniz. Ofisteki gibi 09:00 - 18:00 arası orada oturmak zorunda değilsinizdir.
Kendi zaman planınızı belirlemek yani en üretken ve zihninizin açık olduğu zaman aralıklarını belirlerken çalışma arkadaşlarınızın programlarını kontrol etmeyi ve saygı duymayı unutmayın tabii ki.
3.Kendi Çalışma Ortamını Yaratmak
Ofis ortamında şirketin bizim için seçtiği ve aldığı masa, sandalye, monitör ve birtakım teknolojik ekipmanları kullanıyoruz. İşe yeni başlayanlar da mecburen bu ortamın içine giriyordu. Ofis ortamında ekipmanlarımız açısından tam olarak özgür değildik ama durum evde böyle değil.Pandemi ilk başladığında bu durum geçici gibi görünüyordu ve kimse evdeki ergonomisine yatırım yapmıyordu. Ama zaman geçtikçe anlaşıldı ki bu süreç daha çok uzun sürecek. O yüzden “Madem evdeyiz sandalye alacaksak en iyisini alalım, nasıl olsa artık evdeyiz monitör alacaksak akşam 2 saat bakmak için değil tüm gün 10 saat karşısında durup gözlerimin rahatsız olmayacağı bir monitör olmalı.” gibi bir upsell durumu içine düştük 😀.
Bu yüzden istediğimiz ekipmanları alarak belki de ofis ortamından çok daha güzel bir homeoffice ortamı yarattık.
En rahat şort-tişört ile çalışabiliriz, en rahat koltukta oturabiliriz, istediğimiz müziği açabiliriz, odanın ışığını ve sıcaklığını istediğimiz gibi ayarlayabiliriz. Tüm bu küçük değişiklikler birleşince ruh halimizi ve konforumuzu artırıyor ve sonuç olarak üretkenliğimizi de artırıyor.
Uzaktan Çalışmanın Eksileri
1.İletişim ve Sosyal İlişkiler
İletişim ve işbirliği için onlarca tool kullanmamıza rağmen hiçbir tool ile yüz yüze iletişim kurmanın kıyaslanamayacağını düşünüyorum. Bir dosyanın nerede olduğunu veya bir ikon seti ihtiyacımızı ofiste karşıdan karşıya seslenerek belki 5 saniye içinde çözebiliyorduk. Veya güzel bir espirinin arkadaş grubu içinde yapılmasıyla Slack üzerinden yapılmasının etkisi arasında dağlar kadar fark vardır. Ayrıca bizim ekip enerjimiz o kadar fazla ki bunu çoğu zaman ekran karşısından hissedemediğimiz oluyor.
Artık herkes evden çalıştığına göre ofisteki kahve molaları veya yemek arası sohbet muhabbetin yerine geçmese de “goygoy” saatleri oluşturduk ve o sırada sosyalleşme ihtiyaçlarımızı az da olsa gidermeye çalışıyoruz .
Ofislerin insana hissettirdikleri gibi “burası çalışmak için yapıldı”, “burası salon değil” tadında çalışma motivasyonu verdiğini çoğu zaman hissediyorum. Ofis hissi ve diğer çalışma arkadaşlarınızın da ofisin bir yerlerinde çalışıyor olması sizin çalışma motivasyonunuzu artıran bir etken. Ama ev ortamının böyle güçleri yok. O yüzden hemen uzanma ve erteleme tuzağına düşülebiliyor. Açık söylemek gerekirse ilk 1 ay bu motivasyon kaybını çok yaşadım. Bu yüzden kendi çalışma ortamınızı yaratmak başlığında söylediğim gibi motive edici bir ev ortamını yaratmak çok önemli.
2.Yeni Dikkat Dağıtıcı Şeyler
Her ofiste dikkat dağıtıcı bir şeyler olsa da evdeki kadar fazla olmadığından eminim. Anne veya babanın ev içi hareketleri, evde kapı açılıp kapanması, alt katlardaysanız yoldan geçen arabalar, kornalar, inşaat sesleri, evcil hayvanlarımız falan filan ortalık karışıyor.Bu evden çalışma durumu sadece bizler için değil ailemiz için de alışılması gereken bir sürece girdi. İlk ay aile de alışamadı, madem evdesin şu bahçeye bir el atalım veya kalk kız soğan doğra gibi talepler mutlaka sizlere de gelmiştir. İlk aya göre şu an çok daha iyiyiz.
Sonuç Olarak
Evde olduğumuz bu süre zarfında hissettiğimiz bu avantaj ve dezavantajlar tabii ki kişiden kişiye değişebilen konular. İster ofiste olalım ister evde, dikkat dağıtıcı unsurlar çok olmasına rağmen en üretken ve verimli ortamımızı yaratabilmemiz en önemli konu bence. Userspots olarak nasıl uzaktan çalışıyoruz? Yazımızı da okuyarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Evde kalın sağlıklı kalın.